Mısır Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, Sisi ve Kral 2. Abdullah telefonda görüştü. Liderler, Gazze'de ateşkes anlaşmasının tam olarak uygulanması, esir takasının devam etmesi ve bölgeye insani yardımın girişini kolaylaştırmanın gerekliliği gibi konularda Ürdün ve Mısır'ın fikir birliği içinde olduğunu belirtti.
Bu görüşme, Orta Doğu'daki mevcut durumu ve Filistin meselesini ele almak amacıyla gerçekleştirildi. Sisi ve Kral Abdullah, bölgedeki insani krizlerin çözümü için ortak bir çaba içinde olduklarını ifade etti.
Sisi ve Kral Abdullah, 'Filistin halkını topraklarından çıkarmadan Gazze Şeridi'nin yeniden inşa sürecinin bir an önce başlatılmasının önemine' vurgu yaptı. Bu bağlamda, Gazze'nin yeniden inşası için uluslararası destek ve işbirliği çağrısında bulunuldu.
Liderler, 'Orta Doğu'da kalıcı barışın sağlanması amacıyla ABD Başkanı Donald Trump ile yakın işbirliği yapılması ve onun 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletinin kurulmasına giden yolda öncülük etmesi' konusunda istekli olduklarını ifade etti.
Ürdün Kraliyet Divanı'ndan görüşmeye ilişkin yapılan açıklamada da Sisi ve Kral Abdullah'ın Filistinlilerin yerinden edilmesini reddetme konusunda mutabık olduğuna dikkat çekildi. Bu durum, Filistin halkının haklarının korunması açısından büyük bir önem taşımaktadır.
Ürdün Kralı 2. Abdullah, dün ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmesine dair yaptığı değerlendirmede, 'Ürdün'ün, Gazze ve Batı Şeria'daki Filistinlilerin yerlerinden edilmesine karşı kararlı tutumunu yineledim.' ifadesini kullanmıştı.
Liderler, 27 Şubat'ta Mısır'da yapılması planlanan acil Arap Zirvesi için yapılan hazırlıkları da değerlendirdi. Bu zirve, bölgedeki ülkelerin bir araya gelerek ortak bir strateji belirlemesi açısından kritik bir öneme sahip.
ABD Başkanı Trump, Ürdün Kralı Abdullah ile görüşmesinde 'Gazze'yi devralacaklarını ve buranın ABD'nin yetkisinde olacağını' ifade etmişti. Abdullah ise başta Mısır ve Suudi Arabistan olmak üzere Arap ülkelerinin bir araya gelerek sürece ilişkin görüşmeler yapacaklarını ve bu görüşmelerin sonucunun beklenmesi gerektiğini söylemişti.