2025 yılı, piyasalarda olumlu bir başlangıç yaparken, TCMB'nin faiz indirimleri ve enflasyon beklentileri dikkat çekiyor. Yatırımcılar, borsa ve diğer yatırım araçlarına yöneliyor. 2024 yılını dalgalı bir seyirle tamamlayan piyasalar, 2025’i umutla karşılıyor. TCMB’nin 22 ay aradan sonra başlattığı faiz indirim süreci, piyasalarda önemli bir etki yarattı. Politika faizinin 250 baz puanlık indirimle yüzde 47.5’e çekilmesi, Borsa İstanbul’da yükseliş, tahvil faiz oranlarında düşüş ve döviz kurlarında yatay seyirle sonuçlandı.
TCMB’nin toplantı metninde yer alan enflasyona yönelik olumlu ifadeler, ileriye yönelik projeksiyonlar açısından önemli bir gelişme oldu. Enflasyonda düşüş öngörüleri, faizdeki indirimlerin devam edeceği beklentilerini güçlendirdi. Ancak, bu durumun döngüye dönüşüp dönüşmeyeceği konusunda belirsizlikler mevcut. Piyasalar, sadece faiz üzerinden fiyatlama yapmıyor; başka parametreler de dikkate alınıyor.
2024 yılı, hem borsa hem de reel ekonomi için zor bir yıl oldu. Enflasyon hedeflerine ulaşılamadı ve reel ekonomi yavaşladı. Büyüme oranı geriledi. Enflasyonun yılı yüzde 45 civarında kapatması durumunda, borsadaki getirinin enflasyonun altında kalması bekleniyor. Gram altın, mevduat faizi ve kripto paralar dışında enflasyonu yenen başka bir yatırım aracı bulunmuyor.
Dış piyasalardaki gelişmeler de 2025’in zor bir yıl olacağını gösteriyor. ABD’nin yeni başkanı Trump’ın icraatları ve ABD Merkez Bankası’nın para politikası, içeride ise TCMB’nin faiz kararları ve Suriye konusu öncelikli gündem maddeleri arasında yer alıyor. Türkiye, Suriye’nin imarı noktasında avantajlı ülkelerden biri olarak görülüyor. Ancak, bu avantajların kullanılabilmesi için Suriye’de yeni bir oluşumun şekillenmesi gerekiyor.
2025 yılı için önemli bir diğer konu, tasarrufların nereye yönleneceği. Faizlerin düşmesi ve kur korumalı mevduatın sonlanması, tasarrufların konumlanacağı alanları daha da önemli hale getiriyor. 2024 yılında yüksek faiz nedeniyle yerli ve yabancı yatırımcılar borsaya ilgi göstermedi. Ancak, faizlerin gevşemesiyle birlikte 2025 yılında borsanın yeniden ilgi çekmesi muhtemel.
TCMB’nin son kararı sonrası, borsa için daha iyimser bir tablo çizmek mümkün. Faizlerin düşmesi, ekonomideki büyüme öngörülerini artıracak. Bu durum, daha kârlı şirket bilançoları anlamına geliyor. Eğer tahminler doğru çıkarsa ve enflasyon muhasebesi kaldırılırsa, şirketlerde kârlılık artışı gözlemlenecektir. Bankalar ve inşaat grubu hisseleri için piyasa öngörüleri daha fazla dillendirilecektir.
Yabancı yatırımcıların haftalık işlemleri, piyasalarda dikkatle izleniyor. TCMB tarafından açıklanan verilere göre, yabancı yatırımcılar 169 milyon dolarlık hisse senedi satarken, 336 milyon dolarlık tahvil bono aldılar. Bu durum, son haftalarda hisse senetleri ve tahvil bonoda alım-satım işlemlerinin dalgalı bir seyir izlediğini gösteriyor. Kısa vadeli hareket eden yabancı yatırımcıların tavırları, TCMB’nin faiz kararı sonrası daha da önem kazanacak.
2025 yılında hisse senetlerinde belli ölçülerde bir değişim bekleniyor. Kur korumalı mevduatta ivme kaybı yaşanırken, 32 milyar doların diğer yatırım araçlarına dağılımı piyasaların seyri için kritik bir öneme sahip. Borsa, faiz, altın, döviz ve konut gibi yatırım araçlarının bu durumdan nasıl etkileneceği merak konusu.
Borsada tepki yükselişi devam ediyor. İlk destek noktası 9.900 olarak belirlenirken, bu seviyenin üzerinde çıkışın devam etmesi bekleniyor. Aksi takdirde, 9.700 ve 9.560 sonraki destek noktaları olarak öne çıkıyor. İlk dirençler ise 10.150 ve 10.276 seviyelerinde. 10.276 seviyesine yaklaşıldıkça kâr satışları görülebilir.
Çıkışın zirve seviyesine ulaşması için bu direnç noktasının geçilmesi gerekiyor. Eğer bu seviyeler aşılırsa, 11.000’li seviyeler gündeme gelebilir. Endekste çıkış hareketi devam etmekle birlikte, direnç seviyelerinde satış denemeleri gözlemlenebilir. Yatırımcılar, piyasalardaki gelişmeleri dikkatle takip etmeye devam ediyor.
Dış piyasalarda, Trump’ın göreve başlaması bekleniyor. Trump’ın icraatları merakla izlenirken, gümrük vergilerinin artırılması ve korumacı politikalar, ekonomiye yönelik etkiler yaratabilir. Jeopolitik konulara yönelik sert açıklamalar, piyasalar üzerinde belirsizlik yaratıyor. Fed’in faiz politikası da önemli bir takip konusu olmaya devam ediyor.
ABD ve Avrupa borsalarında son günlerde tepki yükselişi gözlemlense de bu durum güç kazanmış değil. Yıl sonuna yaklaşırken, noel rallisi gerçekleşmedi. ABD tahvil faizlerinde yükseliş ivme kaybederken, dolarda değer kazanımı ve Euro’da zayıflama durdu. Altın fiyatlarında ise zayıf bir tepki çıkışı gözlemleniyor. Petrol fiyatları ise yatay seyrini koruyor.